Blog / Beyin ile Bağırsak Arasındaki Eksen: Mikrobiyom Ruh Halimizi Nasıl Etkiliyor?

Beyin ile Bağırsak Arasındaki Eksen: Mikrobiyom Ruh Halimizi Nasıl Etkiliyor?

October 30, 2025 Microbiome 6 min read
Beyin ile Bağırsak Arasındaki Eksen: Mikrobiyom Ruh Halimizi Nasıl Etkiliyor?

Bu yazı, beynimiz ve bağırsaklarımız arasındaki çift yönlü iletişimi, bağırsak mikrobiyotasının ruh hali ve zihinsel sağlık üzerindeki etkilerini inceliyor. Ayrıca, mikrobiyomun ürettiği kimyasal mesajcılar ve metabolitler aracılığıyla beyinle nasıl iletişim kurduğunu ve bu iletişimin sağlık üzerindeki potansiyel terapötik yansımalarını ele alıyor.

Yazan: Şeyma Güzel


Beyin-bağırsak ekseni nedir?

İnsan vücudu, tahmin ettiğimizden çok daha karmaşık bir iletişim ağına sahiptir. Beynin vücutta kontrol merkezi olduğunu bilmekteyiz ancak son yıllarda yapılan araştırmalar kontrolün tek bir merkezde toplanmadığını; bağırsaklarımızın da bu sistemin aktif bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır.  “Beyin-bağırsak ekseni (gut-brain axis)” adı verilen bu hat, gastrointestinal (Gİ) sistem ile merkezi sinir sistemi (MSS) arasında iki yönlü ve dinamik bir iletişim ağını tanımlamaktadır.1

Beyin-bağırsak ekseni; bağırsak mikrobiyotasını, enterik sinir sistemini, vagus sinirini, bağışıklık sistemi ve nöroendokrin yolları kapsayan çoklu bileşenlerden oluşmaktadır.2

Şekil 1. Beyin-bağırsak ekseni ve etki mekanizmaları gösterilmektedir.3


İkinci beynimiz: Bağırsaklar

Bağırsak mikrobiyomu, insan gastrointestinal sisteminde yaşayan tüm mikroorganizmaları, yani bakterileri, arkeleri, mantarları, virüsleri ve protozoaları, ile bunlara ait biyomolekülleri ifade eder. Yaklaşık 10¹³–10¹⁴ mikroorganizmadan oluşan bu karmaşık ekosistem, insan vücudundaki hücre sayısına neredeyse eşittir.4 Bağırsak mikrobiyomu yalnızca sindirim süreçlerini düzenlemekle kalmaz; bağışıklık sistemi işlevlerinden ruh halinin kontrolüne kadar pek çok fizyolojik süreci de etkiler.5 Bu etkiler arasında bağışıklık sisteminin gelişimi, vitamin sentezi (örneğin B12, K ve folat), metabolik dengeyi sağlama (glukoz ve lipid metabolizması) ve beyin-bağırsak ekseni üzerinden nörotransmitter üretimi (örneğin serotonin ve GABA) gibi önemli işlevler yer alır.

Beyin-bağırsak bağlantısı, sindirim sistemimizin yalnızca yiyecekleri parçalamakla kalmayıp, aynı zamanda beyin ve sinir sistemiyle sürekli bir iletişim hâlinde olduğunu ifade eder.2 Aslında bağırsak, kendi başına bir sinir ağına sahiptir: enterik sinir sistemi. Bu sistem, yaklaşık 500 milyon nöron barındırır yani omurilikten bile fazla! Bu nedenle bağırsak, bilim insanları tarafından sık sık “ikinci beyin” olarak adlandırılır.6 Enterik sinir sistemi, merkezi sinir sistemiyle (beyin ve omurilik) vagus siniri aracılığıyla doğrudan bağlantı kurar.7 Vagus siniri, iki yönlü bir sinir otoyolu gibi çalışır: beyinden gelen sinyalleri bağırsaklara iletirken, bağırsaktan da beyne geri bildirim taşır.6 Bu durum, bağırsaklarımızın yalnızca sindirimden sorumlu olmadığını, aynı zamanda duygusal durumumuz, stres tepkilerimiz ve genel ruh hâlimiz üzerinde de etkili olduğunu ortaya koyar.8 Başka bir deyişle, bağırsaklarımız yalnızca ne yediğimizle değil, nasıl hissettiğimizle de yakından ilişkilidir. Bu eksenin dengesi bozulduğunda yalnızca sindirim problemleri değil, aynı zamanda anksiyete, depresyon ve nörodejeneratif hastalıklar gibi birçok durumun da tetiklenebileceği düşünülmektedir.9

Şekil 2. Bağırsak mikrobiyotası ve hastalıklarla bağlantısı10


Beyin ve bağırsak nasıl iletişim kuruyor?

Araştırmalar, bağırsak mikrobiyotasının beyinle üç farklı yol üzerinden iletişim kurduğunu gösteriyor: otonom sinir sistemi, bağışıklık sistemi ve nöroendokrin sistem.5,7

Otonom sisnir sistemi: Sinirsel yol esas olarak vagus siniri aracılığıyla işler. Vagus siniri, bağırsak mukozasındaki duyusal nöronlar üzerinden beyine sinyaller taşır. Bu duyusal nöronlar, bağırsak motor nöronlarıyla sinaptik bağlantılar kurarak bağırsak hareketlerinin sinirsel kontrolünü sağlar. Vagus sinirinin bu bağlantıları, bağırsak, mikrobiyom ve beyin arasında çift yönlü bir iletişim hattı oluşturur. Bu sayede mikrobiyom, sindirim hareketlerinden stres tepkilerine kadar birçok süreci dolaylı olarak kontrol eder.

Bağışıklık sistemi: İmmün düzenleyici yolda, bağırsaktaki mikroorganizmalar, bağışıklık hücreleriyle sürekli etkileşim hâlindedir. Bu etkileşim sonucunda, sitokinler ve prostaglandin E2 gibi sinyaller üretilmektedir. Bu moleküller, beyin fonksiyonlarının modülasyonunda önemli rol oynamaktadır. Başka bir deyişle, bağırsaklardaki iltihaplanma ya da dengesizlik, beynin çalışma biçimini bile değiştirebiliyor.

Nöroendokrin sistem: Bağırsak mikrobiyotası sadece sindirimde görevli değildir; aynı zamanda hormon ve nörotransmiter üretimini de sağlar. Nöroendokrin yol dediğimiz bu sistem bağırsak mikrobiyotasının merkezi sinir sistemi üzerindeki etkisini sağlayan bir diğer önemli mekanizmadır.

Şekil 3. Bağırsak mikrobiyotasının bileşimini ve aktivitelerini etkileyen faktörlerin görsel temsili ile beyinle iletişim yolları7


Mikrobiyomun beyinle konuşması: Kimyasal mesajcılar ve metabolitler

Bağırsakta üretilen maddeler arasında serotonin, GABA, dopamin, kortizol ve melatonin gibi, ruh hali, stres yanıtı ve uyku düzeniyle yakından ilişkili moleküller bulunur.7,9 Ayrıca bazı bakterilerin ürettiği D-laktik asit veya amonyak gibi maddeler ise beyin için toksik etki gösterebilir.7

Bağırsakta üretilen bu kimyasal sinyaller, enterik sinir sistemi, vagus siniri ve kan dolaşımı aracılığıyla hipotalamus–hipofiz–adrenal bez eksenine ulaşır.5,7 Böylece bağırsak, beynin hormonal dengesi üzerinde doğrudan bir etki kurabilir.

Şekil 4. Beyin ve bağırsak iletişimi11


Mikrobiyom ve ruh hali arasındaki ince denge

Son yıllarda, depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozuklukların da bağırsak mikrobiyotasındaki değişimlerle ilişkili olduğu gösterilmiştir.9 Örneğin, bağırsakta bulunan Lactobacillus ve Bifidobacterium türleri GABA salgılayabilir.2 GABA, beyinde sakinleştirici etkisi olan bir nörotransmitterdir ve eksikliği uyku bozuklukları veya anksiyete ile ilişkilendirilir.7 Ayrıca, mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotonin üretiminin %90’ından fazlası da bağırsaklarda gerçekleşir.12

2016 yılında Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, sağlıklı bireylerin dışkı mikrobiyotası depresif davranış gösteren farelere nakledildiğinde, farelerdeki depresif davranışların azaldığı gözlenmiştir.13 Bu tür bulgular, mikrobiyomun yalnızca bedensel değil, duygusal sağlığımızda da rol oynadığını güçlü biçimde desteklemektedir.

Mikrobiyota dengesi bozulduğunda serotonin, kortizol veya melatonin gibi moleküllerin düzeyi de değişir. Bu durumda uyku kalitesi, stres seviyesi ve ruh hâli doğrudan etkilenebilir.7  Bu nedenle, sağlıklı bir mikrobiyom yalnızca sindirim için değil, zihinsel sağlık için de öneme sahiptir.

Şekil 5. Beyin-bağırsak ekseninin çift yönlü etkileşimi6


Mikrobiyom ve nörodejeneratif hastalıklar

Yapılan araştırmalar, Alzheimer, Parkinson ve amyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi nörodejeneratif hastalıkların gelişiminde bağırsak mikrobiyomunun önemli bir rol oynadığına işaret etmektedir.14 Bağırsak ve beyin arasındaki etkileşim, nöroinflamasyon, glial hücre fonksiyonları ve metabolik yolaklar gibi süreçlerle hastalıkların seyrini etkileyebilir. Özellikle, mikrobiyomun erken dönemdeki değişiklikleri, nörodejenerasyonun başlangıç aşamalarında bile tespit edilebilmektedir.14

Son zamanlarda, mikrobiyom modülasyonu ve probiyotik, prebiyotik gibi terapötik yaklaşımların nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde potansiyel bir strateji olarak kullanılması değerlendirilmektedir.15


Beslenme, mikrobiyom ve beyin üçgeni

Beslenme, bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini doğrudan etkiler. Bağırsakta faydalı etkiler yaratan canlı mikroorganizmalar olan probiyotikler ve mikroorganizmaların büyümesini destekleyen sindirilemeyen lifler olan prebiyotikler, bağırsak mikrobiyotasının dengesini koruyarak sadece sindirim sağlığımızı değil, ruh halimizi de şekillendiriyor.1,15 Fermente gıdalar ve lif açısından zengin prebiyotikler, depresyon ve anksiyete semptomlarını hafifletirken, stres yanıtlarımızı dengeleyerek beynin kimyasal dengesine katkıda bulunuyor.

Dolayısıyla, “sağlıklı bağırsak = sağlıklı beyin” sadece bir metafor değil, biyolojik bir gerçektir. Belki de sağlıklı bir zihne ulaşmanın yolu, düşündüğümüzden çok daha derinlerde bağırsaklarımızda başlıyordur.

Şekil 6. Probiyotik ve prebiyotiklerin şematik gösterimi (ELLA FARMA, https://ellafarma.com.tr/probiyotikler-ve-prebiyotikler/).


Psikobiyotikler: Ruh sağlığı için yeni bir umut

Probiyotiklerin zihinsel sağlık üzerindeki olumlu etkilerine odaklanan yeni bir kavram ortaya çıktı: psikobiyotikler.

Lactobacillus helveticus ve Bifidobacterium longum içeren probiyotik takviyelerin stres hormonlarını azalttığı ve ruh halini iyileştirdiği gösterilmiştir.9,17 Bu bulgular, gelecekte mikrobiyota temelli tedavilerin psikiyatrik hastalıkların yönetiminde kullanılabileceğini gösteriyor.


Sonuç: Bizi biz yapan mikroorganizmalar

Probiyotiklerin zihinsel sağlık üzerindeki olumlu etkilerine odaklanan yeni bir kavram ortaya çıktı: psikobiyotikler.

Lactobacillus helveticus ve Bifidobacterium longum içeren probiyotik takviyelerin stres hormonlarını azalttığı ve ruh halini iyileştirdiği gösterilmiştir. Bu bulgular, gelecekte mikrobiyota temelli tedavilerin psikiyatrik hastalıkların yönetiminde kullanılabileceğini gösteriyor.


Kaynaklar

1 Rhee, S., Pothoulakis, C. & Mayer, E. Principles and clinical implications of the brain–gut–enteric microbiota axis. Nat Rev Gastroenterol Hepatol 6, 306–314 (2009). https://doi.org/10.1038/nrgastro.2009.35

2 Moloney, R. D., Desbonnet, L., Clarke, G., Dinan, T. G., & Cryan, J. F. (2014). The microbiome: stress, health and disease. Mammalian genome: official journal of the International Mammalian Genome Society, 25(1-2), 49–74. https://doi.org/10.1007/s00335-013-9488-5

3 Andreu Prados, 2024, https://www.gutmicrobiotaforhealth.com/is-there-a-disconnect-between-how-your-brain-and-gut-communicate-in-ibs/

4 Sender, R., Fuchs, S., & Milo, R. (2016). Revised estimates for the number of human and bacteria cells in the body. PLoS Biology, 14(8), e1002533. https://doi.org/10.1371/journal.pbio.1002533

5 Cryan, J. F., & Dinan, T. G. (2012). Mind-altering microorganisms: the impact of the gut microbiota on brain and behaviour. Nature reviews neuroscience, 13(10), 701–712. https://doi.org/10.1038/nrn3346

6 https://khni.kerry.com/nutrition-resources/the-human-microbiome-beyond-digestive-health/#gut_brain

7 Sejbuk, M., Siebieszuk, A., & Witkowska, A. M. (2024). The Role of Gut Microbiome in Sleep Quality and Health: Dietary Strategies for Microbiota Support. Nutrients, 16(14), 2259. https://doi.org/10.3390/nu16142259

8 Kelly, J. R., Kennedy, P. J., Cryan, J. F., Dinan, T. G., Clarke, G., & Hyland, N. P. (2015). Breaking down the barriers: the gut microbiome, intestinal permeability and stress-related psychiatric disorders. Frontiers in cellular neuroscience, 9, 392. https://doi.org/10.3389/fncel.2015.00392

9 Foster, J. A., & McVey Neufeld, K. A. (2013). Gut-brain axis: how the microbiome influences anxiety and depression. Trends in neurosciences, 36(5), 305–312. https://doi.org/10.1016/j.tins.2013.01.005

10 Yaqub, M. O., Jain, A., Joseph, C. E., & Edison, L. K. (2025). Microbiome-Driven Therapeutics: From Gut Health to Precision Medicine. Gastrointestinal Disorders, 7(1), 7. https://doi.org/10.3390/gidisord7010007

11 Work Life Win Repeat, 2020, (https://www.worklifewinrepeat.com/gut-brain-axis-and-productivity/).

12 Yano, J. M., Yu, K., Donaldson, G. P., Shastri, G. G., Ann, P., Ma, L., Nagler, C. R., Ismagilov, R. F., Mazmanian, S. K., & Hsiao, E. Y. (2015). Indigenous bacteria from the gut microbiota regulate host serotonin biosynthesis. Cell, 161(2), 264–276. https://doi.org/10.1016/j.cell.2015.02.047

13 Zheng, P., Zeng, B., Zhou, C. et al. Gut microbiome remodeling induces depressive-like behaviors through a pathway mediated by the host’s metabolism. Mol Psychiatry 21, 786–796 (2016). https://doi.org/10.1038/mp.2016.44

14 Loh, J.S., Mak, W.Q., Tan, L.K.S. et al. Microbiota–gut–brain axis and its therapeutic applications in neurodegenerative diseases. Sig Transduct Target Ther 9, 37 (2024). https://doi.org/10.1038/s41392-024-01743-1

15 Afrida Asad, Megan Kirk, Sufen Zhu, Xue Dong, Min Gao, Effects of Prebiotics and Probiotics on Symptoms of Depression and Anxiety in Clinically Diagnosed Samples: Systematic Review and Meta-analysis of Randomized Controlled Trials, Nutrition Reviews, Volume 83, Issue 7, July 2025, Pages e1504–e1520, https://doi.org/10.1093/nutrit/nuae177

16 ELLA FARMA, https://ellafarma.com.tr/probiyotikler-ve-prebiyotikler/.

17 Messaoudi, M., Violle, N., Bisson, J. F., Desor, D., Javelot, H., & Rougeot, C. (2011). Beneficial psychological effects of a probiotic formulation (Lactobacillus helveticus R0052 and Bifidobacterium longum R0175) in healthy human volunteers. Gut Microbes, 2(4), 256–261. https://doi.org/10.4161/gmic.2.4.16108

Summary

Bu yazı, beynimiz ve bağırsaklarımız arasındaki çift yönlü iletişimi, bağırsak mikrobiyotasının ruh hali ve zihinsel sağlık üzerindeki etkilerini inceliyor. Ayrıca, mikrobiyomun ürettiği kimyasal mesajcılar ve metabolitler aracılığıyla beyinle nasıl iletişim kurduğunu ve bu iletişimin sağlık üzerindeki potansiyel terapötik yansımalarını ele alıyor.

#beyin #mikrobiyom #beyin bağırsak ekseni #bağırsak mikrobiyomu #beyin #mikrobiyom #beyin bağırsak ekseni #bağırsak mikrobiyomu
94 views Published October 30, 2025

Share this article

Recent Blog Posts

Antimikrobiyal ve Antikanser Peptitler: Küresel Sağlık Sorunlarına Yeni Çözümler

Antimikrobiyal ve Antikanser Peptitler: Küresel Sağlık Sorunlarına Yeni Çözümler

Bu yazı, antibiyotik direnci ve kanser gibi iki büyük küresel sağlık sorununu ve bu sorunlara çöz...

Read More
Viral Vektörlerin DNA'daki İzi: Entegrasyon Bölgelerinin Analizi

Viral Vektörlerin DNA'daki İzi: Entegrasyon Bölgelerinin Analizi

Bu yazı, viral entegrasyon bölgelerini tanımlayarak bu bölgelerin tespitinin gen terapisi çalışma...

Read More
Antibiyotik Direnç Geni Rezervuarı Olarak Mikrobiyomlar

Antibiyotik Direnç Geni Rezervuarı Olarak Mikrobiyomlar

Bu yazı, antibiyotik direncinin nasıl ortaya çıktığını ve yayıldığını, mikrobiyomların bu süreçte...

Read More
Translating...